Balıklar da tekerrür eder mi tarih gibi? Peki tarih tekerrür eder mi aynı ırmakta bir defa bile yıkanamayacağını iddia eden filozofa göre? Tarih ne? Kim en son yorumu yaparsa o mu? Gücün, eski zamanlı bir kaldıracı mı yoksa? Güngörmüş ve kendi kuruluş sınırları dışına çıkmaya tenezzül etmemiş diyelim bir köftecideki ölçüleri hiç şaşmayan piyazla, nevzuhur bir mekandaki afili cafcaflı tabaklar aksesuarlar içinde gelen piyaz aynı olabilir mi? Olamaz ve fakat lâkin bunun ne önemi var? Şu önemi var: İyi bir edebiyat eseri gibi, iyi bir piyaz da hem zamana direnmiş, hem de damak hafızanızı suikasta uğratmamıştır. Bu küçümsenemez. Ölçüleri bozulmamış bir köfte/piyaz masasından kalkarkenki hislerle, mısır vs gibi hurafelerle doldurulmuş yahut sirkeyle terbiyesizleştirilmiş ve tadı bozulmuş kırmızı lahanalı bir salata yahut piyaz masasından kalkarkenki hisler aynı olamaz. Kudüs’teki o son efsanevi Türk askeri. Medine’yi bir inanç ve varoluş bilinciyle, bir savunma anıtı olarak koruyan Fahreddin Paşa. Kut’ul Emare’de dünya sistemini dumura uğratan müthiş zafer. Çanakkale’deki Seyit Onbaşı’nın tek başına kaldırıp topa sürdüğü o tarihsel ağırlık. Ömer Halisdemir’in belki de Türkiye’nin kaderini değiştiren ve bedelini canıyla ödediği o kritik hareket. Ve ilgililerinin iyi bildiği, tarihimizin ve coğrafyamızın değişik bölümlerine serpilmiş sarsıcı isimler, eylemler… Hepsi bulunduğu yerden gönderdikleri spotlar, ışıklar, seslerle bize bir şey söylüyor. Bilemiyorum ne kadarını duyuyor, ne kadarını anlıyoruz.