Uygun olduğunu düşündüğü spor ayakkabılarını giymiş nefes nefese koşuyordu. Bir karınca sordu ona: “Böyle nereye koşuyorsun?” “Mutluluğa” dedi kadın. “Mutluluğumun peşinden koşuyorum. ” “Ne zamandan beri koşuyorsun?” diye yeniden sordu karınca. “Hep. ” “Peki mutluluğu hiç yakalayamıyor musunuz yoksa sık sık elinizden mi kaçırıyorsunuz?” “Kafamı karıştırma!” dedi kadın, “ayrıca yolumdan da çekil artık. ” “Peki” dedi karınca. “Nasıl istersen. ” Karıncanın sorduğu soruyu ya da kadının verdiği cevapları değişik biçim ve açılarda çoğaltmak elbette mümkün. Ama şöyle bir şey de yok mu? Sakın mutsuzluğumuzun ana sebeplerinden birisi de mutluluk peşinde hiç durmadan koşmak olmasın! Tamam hız ve haz çağındayız ve hazzı yakalamak için hızlanmanın şart olduğunu düşünüyoruz ama bu ne kadar doğru? *** Sarı Yelekliler de Fransa’da dört haftadır koşuyor.