Her şeyden önce çok bereketli toprakla üzerinde kurulmuş bir şehir Sakarya. Coğrafî olarak zengin topografik yapıda. Meyveleri, sebzeleri bol. Dört mevsiminde yüzlerce çeşit mahsül alınabilen topraklara sahip. İnsan çeşitliliği bakımından ülkemizin bir minyatürü gibi. Sağlam bir geleneğe sahip üniversitesi, entelektüel bir mâzisi olan üç beş şehrimizden biri. Gastronomik bakımdan da ülkemizin önemli şehirleri arasında olduğunu düşünüyorum. Depremden sonra şehirdeki hayatın ve mimarî görüntünün şekli, ritmi biraz değişmiş olsa da; Sakarya bugün de, içindeki büyük parkları, düzenli ulaşımı ve alternatif yaşama imkânları ile temayüz eden bir şehrimiz. Sapanca, Arifiye, Taraklı, Karasu, Geyve, Kuzuluk gibi birkaç isim bile yaptığı çağrışımlarla bize ferahlığın kapılarını açıyor. Geçtiğimiz hafta Sakarya’dan, çocuklarla kitap etrafında bir buluşma daveti alınca yine Sakarya’da biraz nefes alabileceğimi de hesaba katarak hay hay dedim.