Çağrışımları beyaz, vakur, ağır ve ağır. Doksan bin can deniyor. Kim sayabilir ki? Oradaki binlerce vatandaşla Allahuekber dağında yürürken büyük bir konfor içindeydik biz. Kalın çoraplarımız, berelerimiz, belki su geçirmez ayakkabılarımızla techizatsız, biraz önce de kahvaltımızı yapmış olarak… Yine de yürüyüşe başladıktan yarım saat sonra ayak parmak uçlarının donmaya başladığını hissettim. Sarıkamış. Yazlık giysilerle dendi. O dağdan bu dağa dendi. Şehadet dendi. Beyaz kelebekler, uçuşan kar taneleri. Kafkas cephesi.