Adamım gecenin içinde bir süre ilerledikten sonra duruyor ve dünyaya bakıyordu. Bunu, gözlerini kapatarak yapıyordu. Çatışmaları, zulümleri, yalanlarıyla havayı kirletenleri, küstah bir cehaletin diplerinden fütursuzca çıkartılıp fırlatılan kimi ahkâmları, sonu gelmez embesilliklerin ve dar bakışların toplumsal çürümeye yaptığı katkıları, o mal edinme çabalarının ardındaki pespaye hırsları, değişik alanlarda bir adım daha önde olmak için sefil dirsek omuz ve diz darbesi hareketlerini… İzliyordu işte o sımsıkı kapalı gözleriyle. Artık nefes alamayacak kadar zorlandığını hissettiğinde açıyordu gözlerini. Uyanıyordu adamım, uyuyorsa eğer. Elbiselerini giyiyordu aynaya bakmadan, sokağa çıkmadan, ilk adımını atmadan önce. Ve sonra rüyasını görmek için yürümeye başlıyordu. Her adımda başka bir mavilik, her adımda başka bir yükselme, her adımda başka bir kamaşma ile. Kendi rüyasının peşinde olmak. Rüyası için uyanıp yürümeye başlamak.