Hepsi bir arada olur mu ya hu diyenler olacak; evet hepsi bir aradaydı dün. Çemberlitaş Anadolu Lisesi’nden aldığım bir davet üzerine bu taşın yanındaki okula girdiğimde liseli gençleri ilginç ve hummalı bir faaliyet içinde buldum. Okulun bahçesindeki her yeri şiirlerle dolduruyorlardı. Renkli kağıtlar, makasla emek ve şekil verilmiş rengahenk çalışmalar, Türk ve dünya şiirinden seçmeler, şairlerin isimleri, resimleri… Velhasıl bir şiir atmosferinin oluşması için gerekli altyapı çalışmalarının içinde buldum kendimi. Diğer emek veren öğretmen ve öğrencilerle birlikte edebiyatla yoğun ilgili bir yönetici/öğretmen Engin Verim beyfendinin titizliği lisedeki şiirselliğin zemini gibiydi. Edebiyatla ilgili değerli çalışmaları olan birkaç harika öğrenciyle de tanışma fırsatım oldu. Zaten edebiyat ilgisi bir gencin, özel olarak lise yıllarında ortaya çıkmasında şaşılacak bir şey yok. Böyle durumlarda okulda edebiyat ilgilisi bir öğretmenin olması ile olmaması arasındaki fark ise muazzam. Öğleden sonra lisenin salonunda başlayan program, özenli bir hazırlığın içinden yükseldiği belli olan şiirsel fişeklemelerle açıldı. Bendenizi şiir okumak için sahneye davet ettiklerinde karşımda gençliğin (hani şu her dönemde hep eleştirilen) bütün renkleri ve heyecanıyla salonu doldurduğunu gördüm.