En çok neyi tartışıyoruz, en gerekli olan şeyleri mi? Peki nasıl tartışıyoruz, olması gerektiği gibi mi? Galiba ikisine de evet diyemeyeceğimiz bir vasatın içindeyiz. Onyıllardır yapılan tartışma programlarının herhangi birisine ve sonuçlarına göz atmaya çalışmak, maalesef bu konudaki mevcut hüsn-ü zan alevciklerinin de fıss diye sönmesine yetecektir. Peki neden? Deli miyiz? Neden olmasın! * Havalar birkaç gün güzel gitti. Umarım aptal (!) erik ağaçları çiçek açmaz. Şubat’tayız daha. Ama küresel iklim değişikliği kimde akıl-fikir bıraktı ki? * İdamla yargılanan genç Mısırlının Sisi rejimine gönderilmesi trajikti. Çünkü bu tutum, bu ülkedeki Rabia perspektifine ve refleksine bir tür sırt çevirmeden daha ağır anlamlar içeriyordu. Neden sonra bu işlemi yapan 8 polisin açığa alındığı haberlerini okuduk. Siyasal ve hukuksal açıdan son derece acul bir zincir değil mi bu? * Cep telefonlarının işe yaradığı alanlardan birinin de toplu taşıma araçlarındaki “iletişim sükûneti” olduğunu düşünüyorum. Herkes açmış telefonunu, kendisiyle meşgûl.