Herhangi bir mahall’in bir kültürü ve bu kültürün formları varsa, o mahallede (sınırlı, yerel, siyasî, idarî, coğrafî alan) yaşayan insanların o kültürün bir biçimde içine doğduğunu, orada yaşadığını ve o kültürle temas içinde olduğunu varsayabiliriz. Toplumsal ve siyasî pratiklerin geldiği noktada, yöneten/yönetilen etkileşimi, her iki tarafın da birbirine eşit, ya da baskın olanın idare olduğu bir anlayıştan en azından düşünsel planda çıkmış gibi gözükmektedir. Yerel idarelerin merkezî idarenin karar alma mekanizmaları karşısında yükselmesi gerekliliği fikri uzun süredir revaçta olan, benimsenen bir tutumdur.