Muhterem Müslümanlar!
İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı Müslümanların zekât ve fitrelerini
verip bitirdiği ve sadakalarını bollaştırdığı bir aydır.
Peygamberimiz Efendimiz zekâtlarını Şaban ayında verirler, ashabına
da bu ayda zekâtlarını verip bitirmelerini beyan ederlerdi. Bunu
Ramazan ayında tamamen ibadet ve taatle meşgul olmak için
yaparlardı. Günümüzde Müslümanlar daha fazla sevap kazanmak için
zekâtlarını Ramazan ayında veriyorlar.
Zekât, İslâm’ın beş temel esasından biridir. Bunu ihmâl eden,
gerekli hassasiyeti göstermeyen Müslüman namaz ile zekâtın arasını
açmış olur. Böyle yapanlarla Hz. Ebubekir (r.a.) savaşmıştır. Bu
tavır önemli bir davranıştır.
Muhterem Müslümanlar!
Kur ân-ı Kerîm’de zekâtın kimlere verileceği açıkça beyan edilmiş
ve sekiz sınıfa verilebileceği emredilmiştir. Bunlar:
1- Fakirler,
2- Miskinler,
3- Zekât işinde çalışanlar,
4- Müellefe-i Kulüb,
5- Köleler,
6- Borçlular,
7- Allah yolunda çalışanlar,
8- Yolcular. (Tevbe sûresi, âyet: 60)
Bunlardan hepsine veya birine ya da bir kaçına zekât
verilebilir.
Şu hususa dikkatinizi çekiyorum:
Zekâtlar birtakım müesseselere veriliyor. Fakir, fukara ve gureba
ihmal ediliyor. Bu çok yanlış bir davranıştır. Fakirler, yetimler,
geçim zorluğu çekenler ihmal edilmemelidir.
Peygamberimiz sahabeleri ile otururken, yanındakilere sordu:
“-Siz kendi malınızı mı mirasçılarınızın malını mı çok seversiniz?
“
Dediler ki:
“-Kendi malımızı severiz ya Rasulallah.”
Efendimiz buyurdu ki:
“-Hayır... Mirasçınızın malını daha çok seversiniz. Unutmayın...
İnfak ettiğiniz mal sizin malınızdır. Geriye bıraktığınız miras
olarak kalan mal sizin değildir.”