Tevhid ve vahdet ümmetin en büyük sermayesidir. Hatta diyebiliriz ki ümmeti var eden cevherdir. tevhid ve vahdet olmadan, ümmet de var olamaz. Tabi düşman da bu iki unsurun, ümmet için hayati bir ihtiyaç olduğunu çok iyi bilmektedir. Dolayısıyla ümmetin temelindeki bu iki taşı sökmek için asırlardır çaba sarf etmiş ve sonunda muradına ermiştir.
Diyebiliriz ki ümmet tevhid ve vahdetini % 90 oranında kaybetmiştir. Şu an ümmet, Allah (cc) inayeti ve işin farkında olan çok az birey veya cemaatin, inadına ayakta tutmaya çalıştıkları % 10 luk bir “tevhid ve vahdet” enerjisiyle ayakta durmaktadır.
Tevhid ve vahdet enerjisinin % 10 u ümmeti düşmanın tüm cephelerden saldırılarına rağmen ayakta tutuyorsa, bu enerjinin; % 50-70-90 miktarı neler yapar siz düşünün. Dolayısıyla ümmetin ulema, ümera ve aydınları, tüm imkânlarıyla yeniden ümmetin tevhid ve vahdetini ihya etmeye çalışmalıdırlar. Bu enerji, ümmetin en büyük yitiğidir.
Ümmet adına edebiyat yapan çevreler, “Tevhid ve Vahdet” edebiyatını, en üst perdeden yapmaya devam ediyorlar. Ama pratikte aksine bir gidişat bahis konusudur. Şu halde bu işi ciddi, hasbi ve pratikte tahakkuk ettirecek erlere, kurum ve kuruluşlara acil ihtiyaç vardır. Umarız ki şuramız, bu konuda küçük bir kıvılcım olur.
I.ULUSLARARASI
İSLAM DÜNYASINDA TEVHİDÎ DÜŞÜNCE ŞURASI
SONUÇ BİLDİRİSİ
27-29 Nisan 2018 tarihlerinde İLMAR (İlmi ve Metodolojik Araştırmalar Merkezi) ve MEDAV (Medrese Âlimleri Vakfı) tarafından Ankara’da düzenlenen I. Uluslararası İslam Dünyası’nda Tevhidî Düşünce Şurası’nda şu sonuçlara ulaşılmıştır: