27-29 Nisan 2018 yılında Ankara’da, MEDAV (Medrese Âlimleri Vakfı) ve İLMAR (İlmi Metodolojik Araştırmalar Merkezi)’ın beraberce düzenledikleri önemli bir sempozyuma katıldık. 1. Uluslararası “İslami Düşüncede Tevhidî Düşünce” Türkiye’nin dört bir yanında ulema ve meşayihin yanında, yurt dışından da hatırı sayılır âlimler katıldılar. Özellikle Katardan katılan, İslam Âlimleri Birliği” genel sekreteri Üstad Ali Karadağî’nin en baştaki konferansı, çok önemliydi.
Çok önemli konuları içeren bu Şuranın gerçekleşmesinde emeği geçen başta İLMAR ve MEDAV olmak üzere, ana sponsor Keçiören Belediyesi, THY ve tüm katılımcılara ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Özellikle ülkemiz ve yurt dışından katılan ulema ve akademisyenlere…
Kısmen tartışmaya açık bir iki sunum dışında her bir âlimin sunumları kendi içinde çok önemliydi. Ancak sunumların her birisini ayrı ayrı değerlendirmeye sayfalarımız yetmeyeceğinden, genel bir değerlendirmeyle iktifa etmek zorundayız. Özellikle İLMAR genel Başkanı Osman Şimşek Bey efendinin giriş konuşması, şuranın içeriğini de özetlediğinden, biz de özetin özetini sizinle paylaşalım
İslam’ın özü tevhittir. Tevhit; sözcük anlamıyla “birlemek” “bir kılmak” “bir şeyin tekliğine hükmetmek” anlamına gelmektedir. Bu yönüyle tevhit, “Ehadiyyet manasında “birlik“ anlamına gelip, “Kâinat Ana Sistem” inin tekliğinin kurucu düzen anlayışına sahiptir. Buna göre İslam medeniyetinin; hayatı tüm yönleriyle, Tevhidi Düşünce anlayışı üzerinden tahlil ve tasvir kapasitesi olan kendine özgü bir bilgi yöntemine sahip olduğu belirtilebilir
Tevhit; kâinata, insana, tabiata, üretime, iktisada, siyasete, adalete, devlete, aileye, cinsiyete, kendine özgü bir yöntemle, ilmi bakışını belirtmektedir. İslam, bu “ilmi düşünce yöntemi” üzerinden, cemiyetin kültür sistemi ve sosyal yapılanmasını, onun ictimai işleyişinin içeriğini belirleyerek, Tevhidi yapılanmasını oluşturur.
Tevhid kavramı ile yaşanan dünya siyasal sürecine bakıldığında: