Muhammed Özkılınç Milat Gazetesi

Mekke’nin Fethi Ve Fetih Ruhu

Fetih programları önemlidir. Sadece Mekke de değil, Kudüs ve Filistin’in fethi… Afrika ve Cezire-tul Arab’ın fethi… Anadolu ve fars diyarının fethi kısaca kıtaların fethedilip İslam’ın şefkat...

05 Ocak 2018 | 110 okunma

Fetih programları önemlidir. Sadece Mekke de değil, Kudüs ve Filistin’in fethi… Afrika ve Cezire-tul Arab’ın fethi… Anadolu ve fars diyarının fethi kısaca kıtaların fethedilip İslam’ın şefkat, merhamet, hoşgörü müsamahasıyla tanışmasını anmak elbette önemlidir. Zira fetih programları, İslam neslinin yüreklerinde fetih ruhunun canlı tutulmasına vesiledir.

Hiçbir peygamber, zamanının genelkurmayı ve ordularıyla anlaşıp tepeden inme devrimle iş başına geçmemiştir. Aksine her peygamber, iğneyle kuyu kazar gibi; fert fert, ev ev, çadır çadır, Pazar panayır dolaşıp İslam’ı anlatmakla işe başlamıştır. Öncelikle en güzel örnek olmuş. Sonra en hikmetli bir şekilde sabır, sebat ve azimle vahyin öğretilerini insanlığa sunmuşlardır.

Önce fertlerin, kabilelerin yüreklerini fethetmiş, sonra şehirler, köyler, ülkeler fethetmişlerdir. Devrimle fetih ayrı şeylerdir. Devrimle gelen, yine bir devrimle gitmeye mahkûmdur. Ama fetihle gelen bir dava, o davaya iman edenler var oldukça devam edecektir. Çünkü gerçekten yürekleri fetholmuş bireyler, İslam’ın gönüllü neferleri, davetçileri ve muhafızları olurlar. Öyle neferler ki her şeylerini verir ama davalarını vermezler.

Evet, kadın erkek, genç ihtiyar her Müslüman, yüreğinde fetih ruhunu eksik etmemeli ki fetihler devam etsin. İnsanlık çağdaş cahiliyenin vahşetinden yeniden kurtulsun. İslam’ın şefkat, merhamet, huzur ve güveniyle tanışsın. Dünyada aziz, ukbada cennetlik olsun… Her Müslümanın bu bilinçle bilinçlenmesi, bu ruhla dirilmesi dileğiyle, notlarımıza devam edelim.

Her Müslüman, aslında bir fatihtir. Çünkü Müslüman nerede, ne zamanda olursa olsun, islamın gönüllü eri ve davetçisidir. Her müsait zaman ve zemini değerlendirmek suretiyle, insanların yüreklerini fethetmeye çalışır. İşi, mesleği, meşrebi ne olursa olsun bu değişmez. Dolayısıyla her birimiz bu manada kendimizi kontrol etmeliyiz. Görevimizi yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz? Kendi aile efradımızdan başlayarak, yakın, uzak elimiz, dilimiz ve imkânımızın ulaşabileceği her kese islamı ulaştırmaya çalışmalıyız. Özellikle kitle iletişim araçlarının getirdiği imkân ve kolaylıklarla beraber düşündüğümüz zaman bunun hiç de zor olmadığını daha net görürüz.

İslam’da kin, nefret ve intikam duygularıyla hareket etmek yoktur. Adalet vardır. İslam cihadının hedef ve gayesi, insanları öldürmek değil, diriltmektir. Tüm dünya insanlığını dünyadaki zilletten izzete, ukbadaki cehennemden cennete kavuşturmaktır. Dolayısıyla insanlar iman ettikten sonra, kardeş olurlar. Ve İslam daha önceki tüm suç ve günahları siler. Nitekim Resulullah (sas) öz amcası, şehitlerin efendisi, cengâver ve kahraman Hamza (ra) yı vahşice şehit edip parçalayan, kalbini ciğerini çıkarıp yiyen, Hind ve Vahşi (ra) yi bile fetih sonrası affetmiştir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Batı virüsü bulaşan iflah olmaz 03 Eylül 2018 | 5.869 Okunma Oyununuzu Gördük Meydan Okuyoruz 27 Ağustos 2018 | 261 Okunma Bayramlarımız Gelecek Ama… 24 Ağustos 2018 | 3.423 Okunma Paylaşalım, barışalım, kaynaşalım 21 Ağustos 2018 | 2.336 Okunma Zalimler! Kaybedeceksiniz bekleyin… 17 Ağustos 2018 | 2.445 Okunma