Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’ye yönelik olarak kullandığı “Ben
miyim senin ortağın yoksa Kobani’deki teröristler mi?” çıkışına
cevap geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby net olarak
söyledi: “Biz PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz. Bu konuda
Türkiye ile aynı düşünmüyoruz.”
ABD, diyor ki “Madem sordun söyleyelim, evet, PYD benim
müttefikim!”
Peki, Türkiye bu cevap karşısında ne yapacak.
Hiçbir şey!
Türkiye, gözü kara bir biçimde Esad’ın girmesinden başka bütün
seçeneklere kapadığı Suriye sorununda, karşısında PKK uzantısı
devasa bir PYD buldu. Katil dediği Esad’ın PKK’lılara göz
açtırmadığı güney sınırlarımızı, çok başarılı (!) stratejik
derinlik dış politikaları sayesinde kendi elleriyle PKK’ya teslim
etti!
Sınırlarımız Esad’dan alındı, PKK’ya verildi!
Bunu yapan ABD ya da Rusya değil. Türkiye’nin kendisi. Barzani’nin
Peşmergelerine de lojistik destek verip Kobani için kapıları açan
da Türkiye idi. Şimdi ise kendisine bu konuda verdiği görevleri
harfiyen yerine getirdiği ABD’ye kafa tutup “Senin müttefikin ben
miyim, terör örgütü PYD mi?” diye efeleniyoruz.
ABD, “Evet, PYD benim müttefikim” dedi işte.
Hadi verin cevabını. Adamlar açıkça Türkiye’nin terörist dediği bir
örgütün Amerika’yla müttefik olduklarını söyledi. Bu durumda sessiz
kalmamız halinde, Türkiye de PYD ile aynı ittifakın içinde olduğunu
kabul etmiş olacak.
Emperyalizmin en büyük müttefiki ‘menfaattir.’ Menfaati gereği çete
ile de terör örgütü ile de şeriatçı isyancılarla da Türkiye ile de
aynı anda “dost olması” çok doğaldır. Ve bugün bütün bu yaşadığımız
rezilliğin tek sebebi Esad’la dost olarak kalmayı
başaramamızdır.