Abdülhamit’in ne kadar büyük bir devlet adamı ve kahraman bir
kişiliği sahip olduğunu anlatanlar bu tezlerini, en başta O’nun,
Siyonizmin babası olan Theodor Herzl’i huzurundan kovmasını
anlatarak süslerler:
“Benim Yahudilere verecek tek karış toprağım yok.”
Rivayetlere göre Abdülhamit bu görüşmeden sonra Herzl’i huzurundan
kovar.
Rivayet diyorum zira tarihi vesikalarda bu kovulma olayını
doğrulayan net bir belge yok.
Tarihi olayları, tarihin önümüze koyduğu vesikalara göre değil de
ideolojik kutuplaşmalara göre değerlendirme hastalığımız bu
görüşmelerin nasıl başladığı ve nasıl sonuçlandığını bütün
ayrıntılarıyla ortaya koymak isteyen tarihçileri de etkiliyor.
Herzl, Sultan II. Abdülhamit’e Yahudiler için toprak talebini ilk
olarak kendisi yapmadı, dostu olan Polonyalı diplomat Phillip de
Nevlinsky vasıtasıyla yaptı ama bir sonuç çıkmadı.
Herzl’in anılarını Türkçeye çeviren Ergun Göze’nin de arşivlerde
yaptığı araştırmaya göre, Padişah’ın “Filistin’den toprak
vermeyeceğiz” dediği kişi, T. Herzl değil, Nevlinsky’dir.
Aracı Nevlensky’nin görüşmesinden bir sonuç çıkmaması üzerine,
Herzl 1896’da İstanbul’a bizzat geldi. Başkente bu tarihten sonra
dört defa daha gelecek ve 1902’ye kadar Yıldız Sarayı ile
bağlantısını kesmeyecekti.