Etrafımıza bir bakalım:
Rusya Başbakanı Medvedev ne diyor? “Uçağımızın düşürülmesi savaş
sebebidir.”
Suriye, “Türkiye, teröristlere destek veriyor, düşmanımızdır”
diyor.
Irak, “Türkiye, askerlerini derhal topraklarımızdan çeksin. Yoksa
sonu kötü olacak” diyor.
İran, “Eğer hava üslerinizden Suriye’ye bir saldırı olursa direk
olarak Türkiye’yi vururuz” diyor. ( Wikileaks belgeleri)
Çok önemli ve çok köklü dostluklarımızın olduğu 4 ülkenin ile aynı
anda “savaş çığlıkları” atar hale getirilmesinin tek sebebi
“Türkiye’nin, Suriye merkezli ortaya koyduğu facia boyutundaki dış
politikalardır.”
Türkiye’yi yönetenler, 4 cephede birden savaşmak için hararetli
nutuklar atıyorlar. Bir yanda Rusya’ya yönelik “biz göğüs göğse
savaşırız” mesajı, diğer yanda “Şam’ı fetih rüyaları” ve devamında
Irak topraklarına gönderdiğimiz binlerce askerimizin her an bir
çatışmanın ortasında kalma riski.
Türkiye, Atatürk’ün “yurtta sulh cihanda sulh” düsturuyla alay eden
cahil politikacıların elinde, ecdadın son bakiye olarak bıraktığı
şu güzel toprakları da “kumar masasına” sürdü.
Hayatlarında eline hiç silah almamış, savaş nedir bilmeyen,
çocuklarını askerden kaçırmak için bin türlü dümen çevirmiş bir
sürü politikacı, Türk askerinin kanı üzerinden kahramanlık rüyaları
görüyor.
Oysa Atatürk, hayatı boyunca cepheden cepheye, savaştan savaşa
koştu ama sonunda “sulh” dedi!
Yurtta sulh, cihanda sulh!