Atatürk’ün annesine, babasına, evlatlıklarına, inancına
saldırarak prim yapmaya çalışan ahlaksızlar, ne kadar saldırırlarsa
saldırsınlar, “yelin, kayadan bir şey koparamadığını” görmenin
çıldırmışlığını yaşıyorlar.
Dün de yazdık, Atatürk’ün annesi hakkındaki iddiaların hepsi, Yunan
ve İngiliz gizli servislerinin ortak operasyonuna dayanıyor. Bu
iddiaları ortaya atanlar güya Osmanlı hayranlığı içindeler ama
savundukları görüş ile Osmanlı'ya da hakaret ediyorlar.
Sormak lazım; Koskoca şeriat devleti olan, kılı kırk yaran, büyük
bir istihbarat ağına sahip olan Osmanlı Devleti, orduya alacağı
subayın annesi-babası hakkında ahlaki yönden bilgi sahibi
olamayacak kadar çapsız mıydı?!
Sürekli olarak Atatürk’ün annesinin namusuna dil uzatanlar, emin
olun ki en büyük namussuzluğu yaşıyorlar ve onun dini inancı ile
uğraşanlar, cami avlusunda ofisleri olmasına rağmen camide namaza
gitmeyecek kadar inanç problemi içindeler.
Yıllar önce Atatürk’ün Selanik’ten kapı komşusu olan bir ailenin
torununa yaptığım ziyareti aktarmak istiyorum: