Bir: Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler durma noktasına geldi. Bazı AB ülkeleri açıkça Türkiye’yi dışlıyor, bazıları İncirlik'teki askerlerini çekmekle tehdit ediyor, bazıları Avrupa’daki Türk vatandaşlarının kovulmasını dile getiriyor.
Yıllardan beri AB’ye girmek uğruna yaptığımız onlarca anlaşma, verdiğimiz yüzlerce taviz, kaybettiğimiz milyar dolar, yok olan ekonomik ve siyasi bağımsızlığımız; hangi birine yanalım.
Lider, gelecekteki kazanımları da felaketleri de öngörebilen buna göre strateji takip etmesini bilen kişidir. Bu bağlamda en az yirmi yıldan beri Prof. Dr. Haydar Baş, “Avrupa Birliği yolu çıkmaz sokaktır, sonu felakettir, dağılmaya mahkûmdur, bir an önce bu maceradan vazgeçelim” demiyor mu?
Diyor.
Hem vatandaşlar, hem siyasiler, bu uyarıya “hadi oradan be!” diye kulak tıkadı mı?
Tıkadı.
Sonuçta Haydar Hoca haklı çıktı mı?
Çıktı.
İki: Türkiye’nin önüne Büyük Ortadoğu Projesi diye bir proje koydular. Irak’ı, Libya’yı, Yemen’i, Suriye’yi ve adım adım parçalayarak yutmak ve İslam coğrafyasını bölük pörçük etmek için düğmeye bastılar. Irak’ı, Libya’yı, Yemen’i adeta yerle bir ettiler. Aynı planı Suriye’de devreye koydular.
Dört milyon Suriyeli Türkiye’ye akın etti. Yüz binlercesi hayatını kaybetti.
Komşu ülkelerle kavgalı hale geldik. Ortadoğu pazarını kaybettik. Ekonomik ve siyasi olarak batağa saplandık.
Bütün bunlar olurken Prof. Dr. Haydar Baş, “Bu oyunlara alet olmayın, komşularımızın içişlerine müdahil olmayın, Ortadoğu’da bizi tuzağa çekiyorlar, tuzağa düşmeyelim” dedi mi?
Dedi.