Türkiye’de başbakanlık dâhil çok önemli görevlerde bulunmuş bir
kişi olan, yakın siyasi tarihimizin önemli isimlerinden Mesut
Yılmaz, uzun zamandan beri güncel konularda pek konuşmuyordu.
Yılmaz, sonunda sessizliğini bozdu ve 15 Temmuz darbe süreci ile
ilgili açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de başta bu satırların yazarı olmak üzere darbecilerin
içindeki ABD parmağını deşifre etmek isteyenleri yalanlarcasına
“dış odağı” Amerika dışında aramamız gerektiğini vurguladı, Mesut
Bey ve şöyle dedi:
“Panel için ABD’ye gittiğimde önemli görevlerde bulunmuş, şu anda danışmanlık yapan birisine “Bu işin arkasında CIA olabilir mi?” diye sordum. “Eğer CIA olsaydı başarısız olmazdı” dedi ve bana bir darbenin başarılı olması için önce iletişim sisteminin nasıl çökertilebileceğini anlattı.”
İki günden beri bu köşede, darbeden 1 gün önce Büyükada’da Spilandit Otel’de gizli bir toplantı yapan CIA’nın saha elemanı Ellen Laipson’un izinin sürülmesinin darbe ile ilgili çok önemli bilgilerin elde edilmesine imkân sağlayacağını yazarken Mesut Yılmaz’ın açıklaması geldi:
“Bu, CIA’nın işi değil!”
Sebebi neymiş?