Kolay değil tabi, yıllarca Ortadoğu’nun kaderini belirleyen
onlarca olaya imza atıp, bölgeye nizam getirme iddiasında olup,
başbakanlık koltuğuna oturup, şimdi sıradan bir isim haline
gelmek.
Çok zor!
Ahmet Davutoğlu, Konya milletvekili!
O kadar!
Birkaç ayda fethedilecek denilen Suriye’deki facianın, Mısır
felaketinin, Rusya kavgasının, Dolmabahçe mutabakatının bir bir
üzerine yıkılacağı “eski bir başbakan” haline gelecek.
Erdoğan, ülkede bir anda başbakanı görevden alıp yerine kimin
geleceğine karar verebiliyor.
Müthiş bir güç!
Cumhurbaşkanı başdanışmanı Mustafa Akış’ın kaleme aldığı mesajda
açık ve seçik belirttiği gibi: “Türkiye=RTE=AK Parti, İster sağdan
oku ister soldan oku, şu an durum bu!”
Hatırlayın, Suriye iç savaşının henüz başlangıç aşamasında, 2011
Ağustosunda Davutoğlu, Beşar Esad’a akıl vermek ve Suriye’de
yapılması gereken reformları “dikte etmek için” Şam’a gitmişti.
Davutoğlu o görüşmede Esad’a “reform yap, halka özgürlük ver,
demokrasiye geç, açılım yap” gibisinden reform teraneleri
okumuştu.
Esad daha sonra bu görüşmeyi anlatırken “Davutoğu kendisini sultan
olarak beni ise bir memuru sanıp konuşuyordu” diyecekti. Esad,
Suriye’de adım adım yapılan ve yapılacak olan reform çalışmalarını
anlatmış, Davutoğlu dinlememişti bile.
Gelinen nokta itibariyle asıl reforma ihtiyacı olan ülkenin Türkiye
olduğu görülüyor. Ülkenin başbakanı ülkenin tarafsız ve partiler
üstü olması gereken Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınıyor,
yerine kimin geleceğine yine Cumhurbaşkanının karar vereceği bir
süreç işliyor.
Şam’a demokrasi aklı verenlerin ülkeyi getirdiği durum bu…