Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son muhtarlar toplantısında yaptığı
konuşmada ekonomideki durgunluğun aşılması için yaptığı öneriler
şöyleydi: “İş dünyamıza yaptığım çağrıyı tekrarlamak istiyorum. Gün
yatırım yapma, üretim yapma, istihdamı artırma, duran çarkları
çalıştırma, çalışanları hızlandırma günüdür.”
Ekonominin canlanması için işadamları üretimi artırmalı, duran
çarkları çalıştırmalı, yatırım yapmalı, istihdamı artırmalı, tamam
da, ortada bu tavsiyeleri yerine getirecek bir piyasa var mı?
Yok.
Ortada bu tavsiyeleri yerine getirecek sanayici var mı?
Yok.
Ortada bu tavsiyeleri yerine getirecek uygunlukta bir döviz kuru var mı?
Yok.
Ortada bu tavsiyeleri yerine getirecek bir talep var mı?
Yok.
Ortada bu tavsiyeleri yerine getirecek güven var mı?
Yok.
Bu kadar “yok” ortamında yatırım, üretim, istihdam sağlanabilir mi?
Yok.
Evet, Cumhurbaşkanı'nın ekonomiyi ayağa kaldırmak için yaptığı tavsiyeler çok yerinde ve çok makul tavsiyeler. Ama bu tavsiyeler ancak sağlam bir ekonomik ortamda, krizin olmadığı biz zeminde yapılırsa karşılığını bulur.
Ekonomi yılın son üç çeyreğinde yüzde 2.8 küçülmüşken, dördüncü çeyrekte yüzde 5’lik küçülme rakamları telaffuz edilirken, döviz kurları kontrolsüz bir şekilde habire yükselirken, sanayici ve işadamları tesislerine bir bir kilit vururken, ihracat dibe vurmuşken, işadamları ayakta durmak için küçülmek ve işçi çıkarmak zorunda kalırken nasıl üretim, yatırım yapabilir, nasıl istihdama katkı sağlayabilir?
İşadamlarının mal sattığı dış pazarların (Rusya, Suriye, İran, Irak, Lübnan, Yemen, Libya gibi) çoğunda Numan Kurtulmuş’un da ifade ettiği 'baştan beri yanlış olan' Suriye politikasının olumsuz gölgesi varken ne yapsın işadamları?