Başları sıkışınca hemen ‘din’e başvuruyorlar. Zira beslendikleri
en büyük kaynak ‘din istismarı’. Bazen 70 sene öncesine gidip
“İnönü, camileri ahır yaptı” diye bağırıyorlar, bazen “Ey millet!
Geçmişte Kur’an-ı Kerim okumayı yasaklattılar” diye feryat
ediyorlar, bazen 28 Şubat’taki başörtüsü zulmünü gündeme
getiriyorlar.
7 Haziran seçimlerine doğru Güneydoğu’da ciddi oy kaybına
uğrayacakları anlaşılınca bu defa dindar Güneydoğu seçmenine yine
din üzerinden mesaj veriyorlar.
“Saray Sakini” Erdoğan, Batman konuşmasında şöyle diyor: “Diyaneti
kaldıracaklarmış. Kaldıracağız dedikleri Diyanet, Kürtçe Kuran
meali yayınladı. Bakın çok ilginç. Kudüs, Yahudilerindir diyecek
kadar ileri gidiyorlar. Zerre kadar bunları İslam ile alakası olsa
bu ifadeyi kullanamaz. Dağlardaki kamplarda elimizdeki belgeler;
bunlar Zerdüşt dininin eğitimini veriyorlar.”
HDP’nin dağdaki uzantılarının Zerdüşt dinini öğrettiği ile ilgili
devletin elinde bilgi varmış. Doğu’nun dindar insanlarının
Zerdüştlere oy vermemek için Erdoğan’ın uyarısına ihtiyacı yok. Ama
sorarlar insana siz bugüne kadar ‘süreç’ diyerek, ‘açılım’ diyerek,
bu dağdaki Zerdüştlerle her türlü pazarlığı yaparken neden
hatırlamadınız ya da millete hatırlatmadınız onların Zerdüşt
olduklarını?
Seçimlere 1 ay kala mı aklınıza geldi Zerdüşt dini?
APO ile devlet adına el sıkışırken karşınızda Zerdüşt dinine
mensup, ateşi kutsal sayan bir kişi olduğunu bilmiyor muydunuz?
Oysa Müslüman bir ülkenin Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan’ın yapması
gereken, son yıllarda ‘kendi adı’ etrafında şekillenen ve İslam ile
hiçbir alakası olmayan söz ve uygulamalara karşı çıkarak “İslam’ın
tahrif edilmesini” önlemek olmalıydı.