15 Temmuz darbesinde NATO’nun parmağı olduğuna dair hükümetin duyduğu kuşkuları gündeme getirenlerden biri de Abdulkadir Selvi oldu. Hürriyet’teki yazısında şunları yazmıştı Selvi:
“Türkiye'yi yönetenlerde, 15 Temmuz'un ‘NATO darbesi' olduğu yönünde bir kanaat var.” (Hürriyet, 28 Aralık 2017)
AKP içinden iyi bilgi alan Selvi’ye göre 15 Temmuz darbesinin bir NATO darbesi olduğu hükümet çevrelerinde de konuşuluyor.
Bu defa AKP Milletvekili Şamil Tayyar’ın açıklaması geldi önceki gün. O da Selvi’nin yorumuna katılan cümleler kullandı ve “Türkiye’deki bütün darbelerin arkasında NATO’nun olduğunu” söyleyerek “darbenin, kendine yön biçen NATO’nun işi olduğunu” ima etti.
15 Temmuz darbe girişiminde dış odakların parmağının aranması gerektiğine dair yorumlar, ilk defa hükümete yakın çevrelerden de yükseltmeye başladı.
Ancak ne hikmetse bugün darbenin NATO ile de irtibatlı olabileceği söylenirken, darbeyi araştırmak için oluşturulan Meclis Komisyonu’nda bu konuda hiç kimse dinlenmedi, hiçbir yorum yapılmadı.
NATO konusu hiç gündeme gelmedi.
Mesela, Büyüdada’daki Splendid Otel’de darbe öncesinde bir araya gelen ve içlerinde CIA ajanlarından ve Türklerden oluşan bir grubun toplantı yaptığı haberleri üzerine ne darbe araştırma komisyonu ne de savcılar gitti.
Keza darbeyi soruşturan dava dosyalarında da Abdulkadir Selvi’nin ve Şamil Tayyar’ın söylediği NATO parmağının üzerine gitmeye yönelik çaba yok.
Oysa bu ülkede ta başından beri böylesine kapsamlı bir darbe girişiminin tek başına FETÖ işi olamayacağına dair kuşkularını ifade edenler vardı ama maalesef dinleyen olmadı.
Şimdi ise bir zamanlar en önemli partnerleri oldukları başta NATO olmak üzere yabancı servislerin ve hatta diplomatların darbedeki parmak izlerinin üzerine gideceklerinin sinyalini veriyor.
Darbeden 6 ay sonra hükümetin dillendirdiği bu görüş, hem ciddi bir zaman kaybına hem de darbeyi soruşturma sürecine duyulan bakış açısında kuşkulara yol açıyor.