7 Haziran seçimlerinden sonra Güneydoğu’da adım adım
tırmanan/tırmandırılan terör, bugün bölgeyi Suriye ile aynı
kategoriye sokan gelişmeler karşımıza çıkardı. Bu yazıyı yazdığım
saatlerde Silvan adeta yerle bir olmuş durumda idi. Halk şehirden
göç etmeye başlamıştı. Ne zaman biteceği belli olmayan sokağa çıkma
yasakları vatandaşı canında bezdirmişti.
Aynı tablo, Diyarbakır’ın merkez mahallelerinde, Cizre’de,
Varto’da, Yüksekova’da, Şırnak’ta ve diğer pek çok bölgede
yaşanıyor. Havaalanı yapmakla övünülen Hakkâri’ye, Şırnak’a uçak
inemiyor. Okullar kapalı. Hastaneler harabe durumda.
4 sene evvel gittiğim Suriye’nin Hama ve Humus şehirlerindeki
tablonun aynısını bugün kendi ülkemde de görmek ve bu tablonun
mimarlarına bu halkın yüzde 49 oy vermesi ne acı bir durum.
Başbakan, “terörün belini kırdık” diyerek vatandaşla dalga geçe
dursun, terör Güneydoğu’yu teslim almış durumda.
Hükümetin elinde çıkış yolu olarak tek çare var: Yeniden açılım
sürecine başlamak.
Bu plan, HDP ve PKK içindeki “kontrol altındaki birimlerin” her an
harekete geçirmek için bekledikleri bir plan.