Prof. Dr. Haydar Baş, dünkü yazısında, FETÖ’nün ülkemizde ve
dünyada İslam dinine yönelik operasyonlarını bir bir anlatıyor ve
yazısını şöyle bitiriyordu:
“Elhamdülillah bizler gerek Sayın Görmez'i, gerekse ilgili tüm
kurumları FETÖ ve yapmak istedikleri konusunda elimizle, dilimizle,
kalbimizle 20 yıldır ikaz ettik, uyardık.”
Allah da (c.c) şahittir, tarih de şahittir, millet de şahittir ki,
Haydar Hoca, ömrünün 20 yılını FETÖ konusunda Türkiye’de her kesimi
uyarmakla, ikaz etmekle geçirdi.
FETÖ’nün lider kadrosunu da, ona sempati duyanları da besleyip
büyütenleri de yılmadan, usanmadan uyardı, ikaz etti. Gördüğü
baskılara, eleştirilere, tacizlere, uğradığı maddi kayıplara rağmen
bu ikazlarından hiç vazgeçmedi.
Bugün hiç kimsenin kıvırmaya, “bu cemaati böyle bilmiyorduk, kimse
bizi uyarmadı” demeye hakkı yoktur.
Tarihe not düşmek üzere ve “kimse bizi uyarmadı!” diyen
palavracıları “hadi oradan be! Kendinize gelin! Dünü unutmayın!”
diye uyandırmak amacıyla, daha öncede anlattığım, 1998’lerden
itibaren başlayan “FETÖ uyarıları hakkında” bir demet aktarmak
istiyorum.
İlk heyet gönderilen partilerden biri Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir. Tarih 1999. Bahçeli’ye giden
heyette Haydar Hoca’nın ekibinden Mehmet Emin Koç, Av. Ahmet
Erimhan ve Av. İbrahim Berk vardır.
Bahçeli’ye giden heyet, hem dinler arası diyalog hem de Fethullah
Gülen’in tehlikeli küresel temasları konusunda bilgi verir,
uyarılarda bulunur. Bahçeli, kendisini ziyarete gelen heyete şöyle
der: