Suruç’taki menfur saldırının arkasında IŞİD’in olduğu neredeyse
kesinleşti. Mesele IŞİD’in böyle bir saldırıyı neden yaptığının ve
“bundan sonra neden böyle saldırıları düzenleyebileceğinin”
kodlarını çözebilmek.
IŞİD’in Diyarbakır’da HDP’lilere yönelik saldırısı ile Suruç
saldırısı birbirine paralel gözüken saldırılar. Bu saldırıların
Suriye’deki egemenlik savaşında kendi kontrollerinden PYD
kontrolüne geçen bölgelerin intikamını almak için yapılan bir
saldırı imiş gibi “algılanması isteniyor.”
Bir el Türkiye’de “Kürt-IŞİD” savaşının çıkması için düğmeye basmış
durumda.
Bu savaşın sadece Güneydoğu ile sınırlı kalmayacağı bütün
Türkiye’yi saracağı malum.
Bu saldırı ile Türkiye “bakın işte, IŞİD’e destek verdiğimizi
söyleyenler, IŞİD’in Türkiye’ye de düşman olduğunu görsünler”
şeklinde bir savunmaya haklı olarak girecek.
IŞİD gibi taşeron örgütlere böyle eylemleri yaptırmak hiç de zor
değil. Mesele bu saldırıyı “kimin yaptırdığını” bulacak yürekli
çalışmalara imza atabilmek.
Yoksa “IŞİD’in intihar saldırısı yapacağına dair istihbarat aldık,
bütün birimlerimizi uyardık” diye övünmek hiçbir işe yaramıyor.
Zira sizin istihbaratınızın “hiçbir işe yaramadığı” ortaya çıkıyor.
Yoksa, IŞİD’in son dönemde Türkiye’nin batı korkusuyla uyguladığı
IŞİD’den uzaklaşma politikası sonucu Türkiye’de bazı hedeflere
saldırıda bulunabileceğini bizim mahalle bakkalı bile gayet bildik
bir şekilde anlatıyor!
Devletin Emniyeti ve istihbaratı ise armut topluyor!
Türkiye bugüne kadar kendisine yönelik “Başta IŞİD olmak üzere
Suriye’deki çetelere destek verdiği” iddialarını özellikle IŞİD’in
vahşi katliamları ortaya çıktıktan sonra kesin dille yalanlamıştı.
Gerek Erdoğan, gerek Davutoğlu, “yok böyle bir şey, kesinlikle
yalan, varsa ispatlayın” diyor gayet kararlı bir şekilde.