Şirinevler’deyiz. BTP seçim standının yanından geçen bir bayan
bize sesleniyor. “Oyumuz Haydar Hoca’ya” diyor. Yanına gidip elini
sıkıyorum. Kendisinin de, eşinin de emekli öğretmen olduklarını
söylüyor. “Geniş bir öğretmen grubumuz var. Orada sürekli Haydar
Bey’i anlatıyorum.”
Ve ilave ediyor:
“Memleket diye bir şey kalmadı. Her şeyi mahvettiler. Ülkenin
birliği için Haydar Baş’tan başka çare yok.”
Beylikdüzü’nde Tokat Niksar’lı iki kişi geliyor yanımıza. “Biz
Alevi’yiz” diyorlar. “Haydar Hocamız başımızın tacıdır. Bu
memleketin O’na ihtiyacı var.”
Hararetle kucaklaşıyoruz.
Gaziosmanpaşa Meydanı. Halka hitaben yaptığım konuşmadan sonra
yanıma gelenlerin hemen hepsi AKP’ye nasıl bir öfke seli içinde
olduklarını anlatıyor. Aralarından AKP’ye oy vermiş olanlar da var.
“Ellerimiz kırılsaydı” diyorlar.
Silivri’de gece vakti bir kahvehanede konuşuyoruz. Tarımın durumunu
anlatıyorum. “Cebimizde çay paramız yok” diyor vatandaşın biri.
“Eskiden adam gibi yaşıyorduk, şimdi insanlıktan çıktık”
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Üsküdar Meydanı’nda konuşuyor.
Vapurdan inenlerden biri Sayın Baş’ı görünce “Yahu bu adamı Ruslar
bile anladı ama biz anlayamadık, yuh bize. Gittik din
istismarcılarına oy verdik.”