Aynı anda hem Irak’ta, hem de Suriye’de Kürt devleti merkezli
tartışmaların içinde bulduk kendimizi. Irak’ta Barzani referandum
yaparak Kürt devletine giden yola adım atmak istiyor, Suriye’de ise
PYD, adım adım silahlı güçlerinin sayısını da artırarak bir Kürt
devleti kurmak istiyor.
Peki, Türkiye’nin bu iki tehlike karşısında tepkisi ne?
Türkiye, Kuzey Irak’ta yapılacak referandumla ilgili daha yumuşak
ve şirin mesajlar vererek bu durumu bir sıcak çatışma sebebi
görmeyeceğini ilan ederken, Suriye’de meydana gelecek bir Kürt
oluşumu için ise bu durumu savaş sebebi sayacağını söylüyor.
İki ayrı Kürt devleti tehlikesi, iki ayrı politika!
Bu durum Türkiye’nin dış politikasının ne kadar kafa karışıklığı
içinde olduğunu ne kadar tutarsızlıklarla dolu olduğunu
gösteriyor.
Kürt devleti Kuzey Irak’ta kurulursa iyi de Suriye’de kurulursa mı
kötü?!
Oysa nerede kurulursa kurulsun komşu topraklarda kurulacak bir Kürt
devletinin artçı dalgalarının vuracağı ilk ülke Türkiye.
Bu gerçeği göz ardı ederek 'müttefik ve dost' ilan ettiğiniz (!)
Barzani’nin referandumuna sessiz kalıp, düşman ilan ettiğiniz
PYD’nin Kürt devleti çalışmalarına sert tepki verirseniz
Türkiye’nin menfaatleri açısından bunun izahını yapamazsınız.
He iki tarafta da Türkiye’nin başına büyük belalar açan oluşumlar
meydana gelirken iki ayrı politika ortaya koyarak haklılığınızı
ispat edemezsiniz. Suriye’deki Kürt devleti tehlikesini önlemek
için Rusya ile İran ile gerekirse Esad rejimi ile masaya oturup iş
birliği yapmak şart.