Kutlu Doğum Haftası, her yıl 14-20 Nisan arasında Türkiye’de, Hz. Peygamberin doğumunu kutlamak için düzenleniyor. Bu hafta içinde, başta Diyanet olmak üzere bir çok özel ve kamu kurumu Hz. Peygamberi anmak için program yapıyor. Hz. Peygamberi kim samimi bir şekilde ve “dünyevi bir beklentisi” olamadan anıyorsa onu tebrik ederiz, saygılarımızı sunarız. Türkiye’de yıllardan beri “Peygambersiz bir İslam, Hz. Muhammed’e inancın zaruret olmadığı” bir İslam algısı oluşturulmak istendi. Bu köşede hep yazdım; Cemaatin, Dinler arası diyalog sürecindeki tez ve söylemlerine bakarsanız, hep bu sonuca varan olaylar görürsünüz. Bu konuda Fethullah Gülen’in görüşü net: “Kelime-i Şehadet’in,Muhammed Allah’ın Resulü’dür’ kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere bile rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır.” Bu yoruma göre ister Hıristiyan, ister Yahudi olsun ister başka bir dine mensup olsun ister deist olsun, bir insan Allah’a inanıp Hz. Muhammed’e inanmıyorsa o kişiye de rahmet gözüyle bakmak gerekir. Buradaki rahmet kelimesinin açılını ise şöyle yapıyor Fethullah Bey: “Hâsılı, herkes Kelime-i Şahadeti esas alarak etrafındaki insanlara bakış açısını yeniden ayarlamalı. Hatta onun birini söyleyip diğerini, yani “Muhammedün Resûlullah’ı söylemeyen insanlara bile, rahmet nazarıyla bakmalı. Çünkü hadislerde anlatıldığına göre, Allah’ın o engin rahmeti ahirette öyle tecelli edecektir ki, şeytan bile “Acaba ben de istifade edebilir miyim” diye ümide kapılacaktır. Şimdi böyle bir rahmet enginliği karşısında, cimrilik yapma ve o cimriliği temsil etme bize yaraşmaz. Hem bize ne? Mülk O’nun, hazine O’nun, kul O’nun... Öyleyse herkes haddini bilmeli...’” (İftiralar.org sitesinde kendisiyle yapılan söyleşi) Fethullah Gülen’e göre Hz. Muhammed’e inanmayanların iman ehli olmadığını ve ahrette cezaya çarptırılacağını söyleyenler “haddini bilmeli!”