Prof. Dr. Haydar Baş’ın “en önemli kaynak paketi” olarak
açıkladığı madenler konusunu biraz irdelemek istiyorum.
Afrika’nın birçok ülkesi batıya karşı bağımsızlıklarını görünürde
kazanmalarına rağmen, “kölelik” başka biçimlerde devam etmektedir.
Ülkelerinin çok değerli maden yataklarını batı emperyalizminin
emrine vererek kendileri açlığa mahkûm halde yaşarken, kendi
topraklarından çıkan madenlerle batı insanının refah düzeyinin
artmasına sebep olmaktadırlar.
Nijer, dünyanın en fakir ülkelerinden biridir. Ancak tam tersine
yer altı kaynakları bakımından çok zengindir. Nijer halkı kendi
topraklarındaki bu madenlerden yararlanamamaktadır. Bu ülkenin
zengin altın, uranyum ve kömür madenleri Fransa’nın egemenliği ve
kontrolü altındadır.
Fas’taki altın madenlerini de ağırlıklı olarak Fransızlar
çıkarmaktadır.
Güney Afrika, dünya platin rezervlerinin yüzde 80’ine sahip. Bu
madenler Lonmin Marikana adlı İngiliz şirketi tarafından
çıkartılır. Bu şirkette çalışan yerli Afrikalılar açlık düzeyinde
bir gelir elde ederler. Bir kaç yıl evvel “daha fazla ücret talebi”
ile yürümeye kalktılar, yabancı şirketlerin emrindeki polisler 30
işçiyi öldürdü.