Bu yazıyı kaleme aldığım sırada Türkiye ile İsrail arasındaki
barış sürecine son imzanın Roma’da atılacağına dair haberler
manşetlere taşınıyordu. “İsrail Dölü’nün” bir anda “İsrail Gülü’ne”
dönüştüğünün ibretlik hikâyesiydi bu.
Bu coğrafyada “Allah’ın tokadını” yiyen ve nerdeyse bütün İslam
dünyasıyla kanlı bıçaklı olan zevatın, sığınacak liman olarak
İsrail’e yanaşmalarının ibretlik hikâyesidir bu.
Mavi Marmara’da ölen Müslümanların kanları üzerinden yürüttükleri
popülist siyasetin de artık iflas ettiğinin ilanıdır bu.
Suriye’de büyük bir hararetle Müslüman kanı dökmeye devam
edenlerin, büyük bir aşkla İsrail’le el sıkışmalarının acı
tablosudur bu.
Son kitabımda yazdığım şu satırları iyi okuyun: “AKP hükümetleri
döneminde İsrail’e sık sık giden heyetlerin birinde milletvekilleri
Egemen Bağış, Ömer Çelik ve Mevlüt Çavuşoğlu da bulunuyordu. Tarih:
30 Ağustos 2004. AKP parlamento heyeti, İsrail Milli Güvenlik
Kurulu Başkanı Giora Ailand ve İsrail Ana Muhalefet Partisi lideri
Şimon Perez ile de görüştü. Türk heyeti daha sonraki yıllarda
başbakan olacak olan Şimon Perez’e özel hazırlanmış bir paket
içinde Türk lokumu hediye etti Perez, kutuyu açtı, lokumu ağzına
atarken tebessüm etti:
AKP lokum gibi bir parti!”