Hükümet büyük bir organizasyonla, İstanbul’un fethinin 563.
yıldönümünü kutladı. 19 Mayıs’ta, 23 Nisan’da, 29 Ekim’de “güvenlik
gerekçesiyle halkın bir araya gelmesini, toplu kutlamalar yapmasını
engelleyenler; 9 bin polis, 5 helikopter, 1 denizaltı, 1 firkayetn,
3 sahil güvenlik teknesi, 40 keskin nişancı, 27 polis dedektör
köpeği kullanarak İstanbul’un Fethi’ni kutladılar!
Bütün devletler, elbette ki, tarihe mal olmuş büyük zaferlerini,
büyük başarılarını kutlamalıdırlar ve o günleri sürekli diri
tutmalıdırlar.
Ama bugün ülkenin içine düştüğü durum itibariyle, fetih kutlamaları
yapmak yerine ülkeyi yönetenlerin oturup ağlamalarının gerektiği
zamandır.
Ülkenin bir bölümüne tam olarak hakim olamayan, Nusaybin’in,
Şırnak’ın, Yüksekova’nın, Cizre’nin ve daha bir çok ilçenin bir
kısmında PKK mevzilerinin bulunduğu, Kilis’in IŞİD saldırılarıyla
boşaltıldığı, Gaziantep Havaalanı’na füzelerin düştüğü bir
Türkiye’den bahsediyoruz.
Yüz binlerce vatandaşınız evini barkını terk etmiş, doğduğu
toprakları bırakıp yanına aldığı birkaç parça eşya ile yollara
çıkmış, derme çatma çadırlarda aç biilaç yaşamaya mahkûm edilmiş,
kendi vatanında “mülteci” durumuna düşmüş iken neyin fethini
kutluyorsunuz diye sormazlar mı insana?
Siz önce kendi topraklarınızın fethini tamamlayın, siz önce kendi
şehirlerinizdeki işgali önleyin, siz önce kendi vatandaşınızın
kendi mahallesinde kendi sokağında özgürce yaşayabildiği bir
Türkiye tesis edin, ondan sonra fethi kutlayın demezler mi?
Fetih ruhu, milletin büyük heyecan duyduğu, büyük bir zevkle
muhafaza etmesi gerektiği bir ruhtur inancını her zaman taşırım.
Ancak bu ruh, haçlıya karşı kazanılan bir zaferin, haçlıdan ele
geçirilen toprakların ve İlayı Kelimetullah azminin diri tuttuğu
ruhtur.
Siz bugün ülkenin ve İstanbul’un her tarafını parsel parsel o haçlı
güruhuna satarak, ülkenin madenlerini bloklar halinde yabancılara
peşkeş çekerek, metrodan alt geçide, 3. Köprü’den Avrasya Tüneli’ne
kadar bütün projelerinizi Fatih’in Haliç’te boğduğu Haçlı
sermayesine teslim eder hali gelmişseniz, hangi yüzle fethi
kutluyorsunuz diye sormamız gerekmez mi?