Muharrem Bayraktar Gazeteoku

Neyin fethini kutladık?

Hükümet büyük bir organizasyonla, İstanbul’un fethinin 563. yıldönümünü kutladı. 19 Mayıs’ta, 23 Nisan’da, 29 Ekim’de “güvenlik gerekçesiyle halkın bir araya gelmesini, toplu kutlamalar...

01 Haziran 2016 | 517 okunma

Hükümet büyük bir organizasyonla, İstanbul’un fethinin 563. yıldönümünü kutladı. 19 Mayıs’ta, 23 Nisan’da, 29 Ekim’de “güvenlik gerekçesiyle halkın bir araya gelmesini, toplu kutlamalar yapmasını engelleyenler; 9 bin polis, 5 helikopter, 1 denizaltı, 1 firkayetn, 3 sahil güvenlik teknesi, 40 keskin nişancı, 27 polis dedektör köpeği kullanarak İstanbul’un Fethi’ni kutladılar!
Bütün devletler, elbette ki, tarihe mal olmuş büyük zaferlerini, büyük başarılarını kutlamalıdırlar ve o günleri sürekli diri tutmalıdırlar.
Ama bugün ülkenin içine düştüğü durum itibariyle, fetih kutlamaları yapmak yerine ülkeyi yönetenlerin oturup ağlamalarının gerektiği zamandır.
Ülkenin bir bölümüne tam olarak hakim olamayan, Nusaybin’in, Şırnak’ın, Yüksekova’nın, Cizre’nin ve daha bir çok ilçenin bir kısmında PKK mevzilerinin bulunduğu, Kilis’in IŞİD saldırılarıyla boşaltıldığı, Gaziantep Havaalanı’na füzelerin düştüğü bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Yüz binlerce vatandaşınız evini barkını terk etmiş, doğduğu toprakları bırakıp yanına aldığı birkaç parça eşya ile yollara çıkmış, derme çatma çadırlarda aç biilaç yaşamaya mahkûm edilmiş, kendi vatanında “mülteci” durumuna düşmüş iken neyin fethini kutluyorsunuz diye sormazlar mı insana?
Siz önce kendi topraklarınızın fethini tamamlayın, siz önce kendi şehirlerinizdeki işgali önleyin, siz önce kendi vatandaşınızın kendi mahallesinde kendi sokağında özgürce yaşayabildiği bir Türkiye tesis edin, ondan sonra fethi kutlayın demezler mi?
Fetih ruhu, milletin büyük heyecan duyduğu, büyük bir zevkle muhafaza etmesi gerektiği bir ruhtur inancını her zaman taşırım. Ancak bu ruh, haçlıya karşı kazanılan bir zaferin, haçlıdan ele geçirilen toprakların ve İlayı Kelimetullah azminin diri tuttuğu ruhtur.
Siz bugün ülkenin ve İstanbul’un her tarafını parsel parsel o haçlı güruhuna satarak, ülkenin madenlerini bloklar halinde yabancılara peşkeş çekerek, metrodan alt geçide, 3. Köprü’den Avrasya Tüneli’ne kadar bütün projelerinizi Fatih’in Haliç’te boğduğu Haçlı sermayesine teslim eder hali gelmişseniz, hangi yüzle fethi kutluyorsunuz diye sormamız gerekmez mi?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rum Abdurrahman Atatürk’e karşı! 09 Aralık 2017 | 1.064 Okunma Bir delikten iki defa ısırılmayacaksın! 06 Aralık 2017 | 228 Okunma Zerrab ve ötesi 04 Aralık 2017 | 291 Okunma Kumpas 01 Aralık 2017 | 266 Okunma Esad’la kucaklaşmaya doğru 25 Kasım 2017 | 191 Okunma