Vezneciler’de polise yapılan saldırının bilançosu ağır oldu. 6 polis 5 vatandaş hayatını kaybetti. Olayın meydana geldiği bölge hemen her gün polis kaynıyor. Zaten gelen bilgiler de İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nin önündeki çevik kuvvet polislerinin değişimi sırasında bombalı aracın infilak ettirildiğini gösteriyor. İstanbul Üniversitesi’nin gerek Beyazıt’taki ana giriş kapsının önü, gerek diğer fakültelerin önü her gün polis yoğunluğuyla dikkat çeker. “Çok değerli büyüklerimiz!”, üniversite öğrencileri arasında meydana gelebilecek kavgaları önlemek için yüzlerce polisi, hemen her gün akıl almaz bir şekilde belli bir alana, bir bölgeye dikiyor. Şu anda topraklarının her tarafında düşük yoğunluklu bir savaş yaşayan bir ülkenin İçişleri Bakanlığı, ola ki ders gören üniversite öğrencileri kavga eder diye onlara müdahale etmek bu kadar polisi 'açık hedef' haline getirecek bir güvenlik zafiyetini nasıl işler? Artık herkes biliyor ki, polis ve asker terör örgütlerinin açık hedefinde. Terör örgütleri gerek araçlara yükledikleri bombalarla gerek canlı bombalarla, mümkün mertebe “en çok zayiatı verdirecekleri, güvenlik birimlerinin en yoğun olduğu yerler” üzerinde günlerce çalışma yapıyorlar ve saldırı planlıyorlar. Böyle bir tuzağa düşmemek için polisleri olabildiğince bir birbirinden uzak tutması hatta resmi üniforması ile görev yapan polis sayısını en aza indirmesi gereken İçişleri Bakanlığı ‘dağı taşı polis doldurmak!’ gibi bir yanlışa imza atıyor. Bir ara Efkan Ala, “Her sokağa polis uygulamasını devreye koyduk” diye övündü, gece eve giderken değişik güzergâhlarda onlarca polis aracının vızır vızır geçtiği bir İstanbul gördük.