Kim ne derse desin; dağdakiler de bağdakiler de “bu memleketin
çocukları.” Eline silah verilenler de, “devlet adına” onlarla
çatışanlar da bu memleketin çocukları. Ortada bir örtülü isyan var
ve “son Türk devleti”, bu isyanı bastırmada maalesef yetersiz
kalıyor. Çünkü PKK terörü başlayalı beri geçen 30 küsur yıldan beri
devlet hala bu olayların neden başladığını ve nasıl önleneceğini
ortaya koyan ekonomik, sosyal, kültürel çözümlerini ortaya
koyabilmiş değil.
Gelen bütün iktidarlar “bugün şu kadar PKK’lı öldürdük, şu kadar
asker-polis zayiat var” hesabı ile terörün üzerine gidiyor.
“Şu kadar asker öldü.”
“Şu kadar polis öldü.”
“Şu kadar PKK’lı öldü.”
Topla, çıkar, “devlet daha fazla öldürdü!”
Hesap bu!
Bu mantıkla bu topraklarda terörün bitme ihtimali yok. PKK, ilk
saldırısını yaptığı sırada, PKK sempatisi olanların yeni doğan
çocukları, bugün 40’lı yaşlara yaklaştılar ve onlar da PKK’lı
olarak sokaklarda eylem yapıyorlar.
Bu süreçte devlet ne yaptı?
Mesela GAP projesini on defa bitirebilir ve teröre giden yolların
sefalet boyutunu sadece tarıma yatırım yaparak önleyebilirdi, ama
yapmadı.
Güneydoğu’yu üretim ve istihdam merkezi haline getirebilirdi,
yapmadı.
Terörle mücadele ile teröristle mücadelenin farklı şeyler olduğunu
ve her ikisiyle mücadelenin farklı stratejiler gerektirdiğini ayırt
eden konseptler ortaya koymadı.
Terörü besleyen kaynakları kurutmak için “hiçbir adım atmadı.”