Dünyanın hiçbir ülkesi, vahamet boyutunda bir dış politika ile böylesine yalnızlaşma ve adeta tecrit edilmeye dayanamaz. Hepsi bir yana bu yalnızlaşmanın bir de ekonomik boyutu var. Son bir yılda yabancı sermaye stoku 77.9 milyar dolar azaldı. Türkiye’de oturanların ülkedeki belirsizlikten dolayı yurt dışına aktardıkları yatırım tutarı son bir yılda 6 milyar dolara ulaştı. Yani son bir yılda 86 milyar dolar sermaye kaybına uğradık. Bu kayıp ger geçen gün artıyor. Habire pazar kaybeden Türkiye, yanlış dış politikanın yarattığı yalnızlığın ekonomiye vurduğu darbeyi ihracattaki ciddi daralma ile de karşısında buldu. Mısırla yaşanan lüzumsuz darbe kavgasının Ortadoğu ve Afrika ticaretimize vurduğu darbe, Rusya ile krizin başta turizm sektörü olmak üzere sebze ve meyve ihracatındaki yüzde 70’i aşan azalma ile tarıma verdiği zarar ve diğer taraftan Esad’ın hâkimiyeti zamanında PKK’lılar için korku yolu olan Suriye sınırının bugün PYD’nin eline geçmiş olması Türkiye’yi panik içinde manevra yapmaya sevk etti. Türk diplomatlar ve bürokratlar tarafından geçtiğimiz haftalarda 2 önemli ve 'gizli' görüşme yapıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, ilişkileri düzeltmek için Moskova’ya gitti. Yaptığı görüşmelerin içeriğini bilmiyoruz ama hemen ardından Rus pilotu öldüren Alparslan Çelik’in tutuklanması Rusya’ya zeytin dalı olarak yorumlandı. Ancak Putin, tutumunu değiştirmedi ve Rusya’yla ilişkilerin düzelme yoluna gireceği haberleri Rusya tarafından 'bizim haberimiz yok!' diye adeta dalga geçilerek yalanlandı. Rusya, Türkiye’yi kolay kolay affetmeyecek!