Muharrem Bayraktar Gazeteoku

Pedaliza ve seçimler

16 Nisan referandumu her ne kadar evet oyu verenlerin başarısı ile sonuçlansa da, Anayasa değişikliğini destekleyenlerin oranı itibariyle bıçak sırtında bir başarı olarak tarihe geçecek....

18 Nisan 2017 | 130 okunma

16 Nisan referandumu her ne kadar evet oyu verenlerin başarısı ile sonuçlansa da, Anayasa değişikliğini destekleyenlerin oranı itibariyle bıçak sırtında bir başarı olarak tarihe geçecek. Hükümet çevreleri bile bu başarıdan bir zafer öyküsü çıkarmakta zorlanan yorumlar yapıyorlar.
Neticede sandıktan Anayasa değişikliğini kabul eden bir halk iradesi çıkmıştır ve bu iradeyi tebrik edip saygı göstermek lazım.
Bu konudaki görüşlerimizi daha sonraki günlerde köşemizde aktaracağız.
Gönül isterdi ki, siyasi parti temsilcileri böylesine önemli bir değişiklik paketinin oylanacağı referandumda, halkın neye evet, neye hayıt dediği noktasında vatandaşı aydınlatarak seçime girmiş olsun.
Gönül isterdi ki, vatandaşlar neyi oyladıklarını, neyi kabul edip, neyi reddettiklerini tam anlamıyla bilsinler.
Başbakan Binali Yıldırım’ın da “maalesef Anayasa paketinin getireceği değişiklikleri halka tam olarak anlatamadık” diyerek itiraf ettiği gibi bu konuda ciddi siyasi zafiyet var.
Halkın bilinçlenmediği ve kullandığı oyu nereye ve neden verdiğini bilmediği bir bilgi kirliliği ortamında yapılan bütün seçimler aslında demokrasinin ve sandığın ruhuna aykırı seçimlerdir.
Siyaset, cehaleti yendiği nispette gerçek manada zafer kazanır.
Milli irade ne kadar bilinçli ve aydınlanmış olursa sandıktan çıkan sonuçlar da o kadar “aydın” olacaktır.
Karadeniz’in bir ilçesinde 1995 genel seçimlerinde yaşanmış bir olayı, aradan geçen 22 yıl sonra dudaklarda tatlı bir tebessüm bırakmak için sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ben bu olayın bizzat şahidi olan bir dostumdan dinledim ve çok ibret almıştım.
Seçim sonuçları açıklanınca bu muhafazakâr ilçemizde sandıklardan o dönemin Kürt hareketinin partisi olan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP)’ne 15 oy çıkar. Bölgede hiç Kürt olmadığı gibi partiye sempatizan olan kişi de yoktur. Kahvehanede aralarında bu olayı konuşan köylüler bunun nasıl olduğunu tartışırken bir köylü olayı çözer:
“Bizim uşaklar Vuvan’a oy verecek yerde, yanlıkla mührü Pedaliza’ya bastılar.”
Vuvan, yerel dilde arıya verilen isimdir, pedaliza da kelebeğin adıdır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rum Abdurrahman Atatürk’e karşı! 09 Aralık 2017 | 1.064 Okunma Bir delikten iki defa ısırılmayacaksın! 06 Aralık 2017 | 228 Okunma Zerrab ve ötesi 04 Aralık 2017 | 291 Okunma Kumpas 01 Aralık 2017 | 266 Okunma Esad’la kucaklaşmaya doğru 25 Kasım 2017 | 191 Okunma