Ramazan Bayramı sonrası ilk yazımı kaleme alıyorum ve içimde ukde kalmasın diye Ramazanda karşılaştığımız tablo ile ilgili son serzenişlerimizi dile getirmek istiyorum.“Nasıl bir Ramazan’dı?” sorusuna toplumun geniş tabanında karşılaştığımız tablo itibariyle olumlu bir cevap vermek mümkün değil.
Başörtülü, blucinli ve ağzında sigara ile sokaklarda gezen bayan profillerinin boy gösterdiği,
Allah’a inanıyorum diyenlerin oranının yüzde 85’lere düştüğü,
Ahiret’e inananların yüzde 75’lere gerilediği,
Teravih Namazları’nda Selatin Camileri’nde bile birkaç safla namaz kılınır hale gelindiği,
Oruç tutarak iftar sofralarında aileleriyle iftar etmesi gereken gençlerin bonzai içerek sokaklara baygın aygın serildiği,
İftar sofralarında yine papazların, hahamların boy göstermeye başladığı,
Camilerimizde İncililerin, Tevratların resimlerinin çizilerek, Müslümanların İncil ve Tevrat’ın gölgesi altında namaz kılar hale geldiği,
Gözünü kırpmadan insan öldüren katillerin Ramazan ayında bile hiç dinlenmeden katliama devam etmelerinin kanıksanır hale geldiği,