Atatürk’e yönelik ağır iftira atanlar arasında Nur cemaati mensuplarının ağırlıklı olması (Hasan Akar ve Mustafa Armağan gibi) “eski defterleri” yeniden karıştırmamızı gerektirdi. Eski defter diyorum, zira biz, meselenin temelinde bugünün Nurcularının değil, üstatları olan Saidi Nursi’nin olduğunu düşünüyoruz.Nurcuların Yazıcı Grubu’ndan Hasan Akar’ın Atatürk’ün annesine yönelik iftiralarından sonra bazı Nur cemaati mensuplarının bir çok gazeteye beyanat vererek “Hasan Akar bizi bağlamaz, bizim Üstadımızın bu gibi olaylarla, iftiralarla ilgisi yok, Atatürk’le bir sorunu yok” şeklinde sözler söylemeleri, on bir yıl evvel yazdığım ve Türk basınında Saidi Nursi’nin Atatürk’e yönelik ağır hakaretlerini en somut belgelerle ortaya koyduğum yazıyı yeniden gündeme getirmemi icap etti.
Yazımın başlığı “Saidi Nursi’ye göre Atatürk Deccal’di” idi.
Aynen aktarıyorum:
“Saidi Nursi birçok lahikasında Atatürk’e “Deccal” diye hakaret ediyordu.
Deccal, İslami literatürde en ağır hakaret sayılan ifadelerden biridir. Deccal; yalan söyleyen, aldatan, karıştıran kişi anlamına gelir. Deccal’in ortaya çıkması kıyamet alametlerinden biri olarak da görülmüştür.
Deccal konusunda tarih boyunca ortaya atılan iddiaları gündeme getirecek değiliz. Ancak Saidi Nursi’nin şu satırlarını okuduğunuzda Deccal denilince kimin kastedildiğini çok iyi anlamış olacağız: