AB ile aramızda çıkan vize krizi devam ediyor. AB çevreleri Türkiye’nin yapmayı taahhüt ettiği 72 maddelik paket arasında yer alan ‘terörle mücadele’ tanımındaki değişikliğin, Türkiye tarafından yerine getirilmediğini savunuyor.
Bundan dolayı da ‘vize muafiyetini unutun’ diyorlar.
Oysa Türkiye şu anda bu anlaşma filli olarak yürürlüğe girmemesine rağmen AB adına ‘bekçilik’ yapmaktan vazgeçmiyor ve donanmasını 24 saat Ege’de gezdirerek Yunanistan’a mülteci gidişini ‘büyük bir kararlılıkla engelleme!’ görevini yerine getiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise hayli öfkeli:
''AB, vize için terörle mücadele yasasını değiştireceksiniz diyor. Kusura bakma, hadi bakalım, biz yolumuza gidiyoruz, sen de yoluna git!” diyor.
Diyor ama İtalya Başbakanı Berlusconi’nin yanına gidip “Biz Avrupa ile Katolik nikâhı kıymak istiyoruz” demesini unutmaz Avrupalılar.
“Nikâhın gereğini yapın” diyorlar!
Türkiye, terörle yoğun bir şekilde mücadele verirken haklı olarak bu mücadeleyi sekteye uğratacak bir terör tanımı değişikliğine gitmek istemiyor.
Ancak.
Cumhuriyet’ten Ayşe Yıldırım’ın yazdığına göre, AB’nin vize muafiyeti için istediği 72 şart arasında yer alan 65. maddenin de içinde bulunduğu paketi ilk imzalayan kişi bizzat Erdoğan’ın kendisi!
Şöyle diyor Yıldırım:
“Hadi dönelim 16 Aralık 2013 tarihine. Henüz Cumhurbaşkanı seçilmemiş olan Recep Tayyip Erdoğan başbakan. Ankara Palas’ta bir anlaşmanın imza töreni düzenleniyor: Vize Muafiyeti ve Geri Kabul Anlaşması.”
Erdoğan’ın bugün yok dediği, bazı gazetelerin de üzerine atladığı ‘terör tanımı’ 72 madde arasında 65. sırada karşımızda. Yani bugün ‘talimat’ almamış 3 yıl önce kendi elleriyle imzalamış Erdoğan…
Anlaşmanın 3. bloğu kamu düzeni ve güvenliği altında organize suçlarla mücadele, terör ve yolsuzlukla mücadele adı altında hazırlanmıştı…
Dördüncü bloğu ise temel haklar konusundaydı. Bugün 65. madde olarak geçen terör tanımının son derece geniş olduğunu ve yeniden gözden geçirilmesini istiyordu AB. Erdoğan’ın başbakanlığındaki AKP hükümeti de büyük bir sevinçle imzalıyor, Türkiye toplumuna da gururla anlatıyordu ‘vize serbestisi’ anlaşmasını. (Ayşe Yıldırım, Cumhuriyet, 12 Mayıs 2016)