Bir parti için alında hırsız damgası ile yaşamak, hırsız
suçlamasına maruz kalmak, hırsız damgası ile halkın huzuruna çıkmak
ne kadar zor. AKP bu zor görüntü ile seçim çalışması yapıyor.
Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak, AKP İstanbul milletvekili
adaylarından. Ümraniye’de seçim çalışması yaparken AKP’li yaşlı bir
amca yanına yaklaşıyor ve sesleniyor:
“Evladım, bize hırsız diyorlar. Partimizi savunamıyoruz. Bu dört
milletvekili halktan özür dilesin.”
Berat Albayrak, bir süre şaşkınlık geçiriyor. Ne söyleyeceğini
bilemiyor. Sonra İmamı Azam’dan filan bahsetmeye çalışıyor. Bu
sırada orada bulunan bir başka partili “öyle diyenlere
söveceksiniz” diyor. Alkış tufanı kopuyor.
AKP’liler içine düştükleri zavallı durumu alkışlıyor aslında.
Namuslu bir vatandaş size gelip içini açıyor. Daha önce sizi
desteklediği belli. Hırsızlıktan yakınıyor. İnsan yüzüne
çıkamamaktan yakınıyor. “Bize hırsız diyene sövün” demek cevap mı
yani?
Böyle deyince aklanmış mı oluyorsunuz?
Sövünce vicdanınız rahatlıyor mu?
Pazar günü, Bağımsız Türkiye Partisi’nin Şirinevler meydanındaki
standında bir konuşma yaptım. Ülkedeki yolsuzluklardan,
hırsızlıklardan bahsettim. Meydanı dolduran binlerce kişi yoğun bir
ilgi gösterdi. Konuşmam bitip stanttan ayrılınca bir AKP’li seçmen
beni takip etti. Tenha bir yerde kolumdan tuttu “Muharrem Bey,
kendimizden de partimizden de utanıyoruz” dedi. “Üç dönem bunlara
oy verdim. Ama hırsızlık iddialarında ortaya koydukları tavır benim
gibi pek çok AKP’liyi şok etti. Bizi salak yerine koyuyorlar.
Ellerimiz kırılsaydı da bunlara oy vermeseydik.”