Suriye’de Halep şehri askeri güçlerin eline geçmek üzere...
Türkiye’nin desteklediği silahlı gruplara Halep’in kuzey
kırsalından sağlanan desteğin de önü kesilmiş durumda. Yani şu
andan itibaren Türkiye, Suriye’deki silahlı isyancılara neredeyse
toplu iğne bile gönderemeyecek duruma geldi.
Böylesine dramatik bir süreç ise Türkiye için feryat figan anlamına
geliyor. Suriye ordusu ve müttefikleri, geçtiğimiz hafta başlattığı
operasyonda, yaklaşık 70 bin nüfuslu Nubbul ve Zehra beldelerini
silahlı grupların 3 yıldır süren kuşatmasından kurtardı.
Türkiye, bu beldelerde ısrarla rejimin kuşatması sonucu açlığın baş
gösterdiğini savunmuştu. Oysa açlık trajedisi, isyancıların
sivilleri kalkan olarak kullanması ve şehre gelen insani yardımları
fahiş fiyatlarla satmaya kalkmasından kaynaklanan bir durumdu.
Şimdi bu bölgeler Suriye ordusunun eline geçti.
Davutoğlu, “Suriye ordusu ve müttefiklerinin insani bir trajediye
sebep olduklarını ve 10 bin kişinin sınırımıza doğru dayandığını,
30 bin kişinin de yolda olduğunu” söylüyor. Oysa Türkiye’nin
desteklediği çeteler yüzünden Halep’ten sadece Lazkiye’ye göç
edenlerin sayısı 700 bini bulmuştu.
Türkiye’nin Rusya faktörünün aktif olarak devreye girmesi
neticesinde Suriye’de uğradığı büyük yenilgi her şeyin bu kadarla
biteceğini göstermiyor. Bu defa Suudi Arabistan, 150 bin askerle
Suriye’de IŞID’e karşı savaşan cepheye katılacağını söylüyor. Bu
açıklamanın Davutoğlu’nun Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı yanına
alarak Suudi Kralı’na yaptığı ziyaret sonrası yapılması da çok
manidar!
Suriye’de El Kaide’ye bağlı unsurlara her türlü desteği veren
Suudilerin bu çıkışını pek ciddiye alan yok. Ama böyle bir durum,
içinde Rusya ve İran’ın da olduğu bir bölge savaşını doğrudan
karşımıza çıkarır.
Şu an itibariyle Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar, Suriye
cephesinde ağır bir yenilgiye doğru gidiyor. Yemen milli güçlerine
karşı şehirlerini kaybeden Suudilerin, Suriye cephesine 150 bin
asker gönderme isteği palavradan ibaret. Bu 3 İslam ülkesi
emperyalizm tarafından “her zamanki gibi kullanıldı” ve paçavra
gibi atıldı. Hala bunun farkında değiller.
Ama unutmayın ki ortada akıl ve mantığın hâkim olmadığı bir savaş
var. Erdoğan, ABD’ye hitaben ve PYD’yi kastederek, “Senin
müttefikin ben miyim, terör örgütü mü?” diye sesleniyor ama ABD’nin
en büyük müttefikinin ‘menfaat’ olduğunu hala kavrayabilmiş
değil.
Tarih, mağlup olan liderlerin yaptığı büyük çılgınlıkların
örnekleriyle doludur.
En büyük risk bu çılgınlıklarda…