Karaman’da Ensar Vakfı’na ait bir yurtta görevli öğretmen,45
çocuğa tacizde bulundu. Dünyada örneği görülmeyecek boyutta bir
tecavüz olayına ülkemizde rastlanılmış olmasından daha ziyade,
siyasi kadroların bu olayı kamufle etmek için sarf ettikleri sözler
bizi milletçe daha büyük bir tacize maruz bırakıyor.
Aileden Sorumlu Bakan Sema Ramazanoğlu “Bir kere böyle bir olaya
rastlanmış olması kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” diyerek
siyasi tarihimizin en utanç verici cümlelerinden birini kullanan
bir bakan oldu.
Bu ayıp ona yeter.
Türkiye’nin her tarafından fışkıran ve dehşet boyutlarına varan
“tecavüz ve buna bağlı cinayet” vakalarının rekora ulaştığı devr-i
siyasetlerinde, “dağda bir kurt koyunu kapsa sorumlusu biziz”
anlayışını savunanlar, yüzlerce çocuğun ırzına geçilmiş, hala
“kendilerinden olan vakfı savunma psikolojisine” giriyorlar.
Elbette ki bir kurumda görevli bir şahıs ahlaksızlık yaptı diye o
kurumu toptan karalamak yanlış. Ama “bir kereden bir şey olmaz”
müdafaası da en az taciz kadar acı veriyor insana. Ve bu vakfa
yönelik köklü araştırmalar yapılıp yapılmadığını, tacizin diğer
yurtlara uzanıp uzanmadığını, müfettişlerin ne gibi raporlar
hazırladığını, varsa benzer olayların gizlenip gizlenmediğini
bilemediğimiz için ve “bir kereden bir şey olmaz”cı, bakana asla
güvenmediğimiz için endişemiz artıyor.
Ve benim bu yazıyı yazmamdaki asıl sebep ise olayın meydana geldiği
Karaman’daki vatandaşların akıl almaz tepkisizliği. Karamanlılar,
çocuklarına tecavüz edilen vakfa bugüne kadar ne tek bir söz
söylediler ne de vakfın yurduna gidip protestoda bulundular.
Müslüman, mütedeyyin Karamanlılar, son seçimde AKP’ye yüzde 63 oy
veren Karamanlılar, böylesine vahim bir tecavüz olayı karşısında
derin bir sessizliğe büründüler.