Türkiye’nin başına çöreklenen siyasi irade, kendisi için rakip ya da tehlike gördüğü her şeyi, her hedefi ezerek yoluna ilerleme politikasından asla vazgeçmiyor.
Yargıtay ve Danıştay’ın yapısını tümden değiştirip, üye sayısını azaltarak, atayacağı yeni üyeleri “kendi kontenjanından seçerek”, yüksek yargıya da altın vuruşu yapmak peşindeler.
Sırada Anayasa Mahkemesi’nin olacağı kuşku getirmez bir gerçek.
Türkiye’nin en zeki çocuklarının okuduğu liselerden yükselen tepkilere, terörist muamelesi yapmak üzere düğmeye basıldığı haberleri geliyor.
Bir muhalefet partisi liderine boş mermi kovanı atarak gözdağı vermek ya da yumurta fırlattırmak, gazetecileri dövdürmek, gazete binalarına sıkılan kurşunlara kayıtsız kalmak, adliye binası önünde gazetecilerin kurşunlanmasına zemin hazırlamak Yeni Türkiye’de sıkça karşılaştığımız olaylar haline geldi.
Yargı, lise öğrencileri, medya, muhalefet hülasa rahatsız olunan her şeyi susturmak için her yolun denendiği bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Olası bir iç savaşın neden ve nasıl meydana geleceğini konuşmak yerine “ezer geçeriz” diyen bir güç sarhoşluğundan bahsediyoruz.
Sadece içeride değil dışarıda da gırtlağına kadar hukuksuzluğa bulaşmış bir ülkeden bahsediyoruz.
PYD lideri Salih Müslim, daha dün yaptığı açıklamada “Türkiye, IŞİD’e destek vermeye devam ediyor” diyor.
Rusya, Türk sınırından giren silahlı güçlerin Halep’te savaştığını duyuruyor.
Mısır Mahkemelerinde Türkiye’nin İhvanı Müslimin’e silah desteği verip vermediği sorgulanıyor.