Erzincan-Tunceli yolu ‘devlet’ kararıyla kapatıldı. Vatandaşlar bir ilden bir ile gidemiyorlar. Devlet diyor ki “Ey vatandaş! Ben, senin ve yolların güvenliğini sağlayamıyorum. Bu yolu kullanma. Git, başının çaresine bak!”
Oysa iç savaşla boğuşan Suriye’de bile Şam-Humus yolu açık.
Şam-Halep yolu açık...
Şam-Hama yolu açık...
Orada da ciddi güvenlik sorunları var, silahlar bombalar patlıyor ama ‘yollar açık!’
Suriye’ye güven ve istikrar, barış ve huzur taşıma azminde olanlar, Suriye’den beter bir tabloyu Türkiye’ye taşıdılar.
Ülkeyi bir anda kan gölüne çeviren zihniyetin hamasetle halkı kandırmaya çalışarak bu kan gölünden oy devşirme hesabı insanı kahrediyor.
“Vatanımız için evlatlarımızı feda etmeye hazırız” diye nutuk atan başbakanın, “tırnağını” bile feda etmeyeceğine eminiz. Kendi evlatlarını basit bir ifade için savcının önüne yollamayanların, bizim çocuklarımızı namlunun önüne yollamakta bu kadar iştahlı davranması ne kadar manidar.
Yolsuzlukları ört bas etmek için yargıyı, emniyeti hallaç pamuğu gibi savuran siyaset gün gelir ‘ülkenin yollarını böyle kapatır!’
Yolların güvenliğini değil ‘yolsuzluk yapanların’ güvenliğini düşünen, iktidarları sürecinde hep bu ‘yolsuzları’ aklamak için çırpınan bir iradenin vatan-millet diye bir derdi olabilir mi?
İnsanlarımız büyük bir korku ve panik içinde. “Kalabalık yerlere gitmeyelim, metroya binmeyelim, AVM’lere gitmeyelim, başımıza bir şey gelir” korkusunu taşıyorlar. PKK’nın Karadeniz bölgesinde de faaliyet göstermeye başlayacağı haberleri üzerine Türkiye’nin en güvenli yerlerinden olan Karadeniz’de bile telaş var. Bazı yayla etkinlikleri iptal edildi. Bayburt Valisi, “Korkmayın, duruma hakimiz” diye açıklama yapma gereği duydu. Araplar uçaklar dolusu kafilelerle Trabzon’dan Rize’den aniden uzaklaşmaya başladılar.