Özellikle de ileri sürdüğü gerekçe açısından…
Neden de çok basit…
Daha önce Fatih sondaj gemisini Akdeniz’deki sulara indiren Türkiye, yeni bir kararla ikinci gemisi Yavuz’u da sondaj için yolladı.
Gönderdiği alan da Türkiye ve KKTC’nin 7’si deniz, ikisi kara sahasında olmak üzere 2011 yılında yaptığı petrol sahası hizmetleri ve üretim paylaşımı sözleşme gereği ruhsatlanmış alanlardaki faaliyet.
Bir de KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafından daha önce ruhsatlanmamış bölgelerde petrol arama ve sondaj faaliyetinde bulunmak.
Burada dikkat çeken AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in “Komisyon en kısa sürede tedbirler belirlemek için yetkili. Bunu yapacağız ve bunlar hafif tedbirler olmayacaktır” açıklaması.
“Kim, kimin bağından kovuyor…” atasözüne uyacak kadar çelişki dolu bir açıklama.
İKİ TOPLUMUN ORTAK DEĞERİ
Bırakın KKTC’nin yaptığı sözleşmeyi, Birleşmiş Milletler kararı gereği, Kıbrıs çevresinde çıkan her türlü kıymetler iki topluma aittir.