Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan bireysel başvuruda tam
anlamıyla patlama yaşanıyor.
Mektupla yapılanlar hariç, doğrudan gerçekleştirilen başvuru sayısı
günlük 600’ü aşmış.
Beklenti toplamda 80 bine ulaşacağı yönünde...
Oysa bireysel başvurunun başladığı 2012’den bu yana en fazla
müracaat 20 bin 578 kişiyle 2014’te gerçekleşmişti.
Geçen yıl ise 20 bin 376 olmuştu.
Bunlar, olağanüstü bir nedene dayanmadan, çoğunluğu mahkemelerde
hak ihlaline uğradığını ileri sürenlerin başvurusuydu.
Şimdi bunlara kanun hükmünde kararname ile görevinden alınan veya
atılanlar eklendi.
AYM’deki başvuru patlamasının nedeni de bundan kaynaklı. Ağustos
başında 14 bin 2 kişi olan başvuru sayısı, 2 haftadır gelenlerle
dün itibarıyla 19 bin 294’e ulaştı.
AYM’ye 1 ay içinde başvuruda bulunma zorunluluğu dikkate
alındığında, KHK ile görevden alınan öğretmenler başta olmak üzere
bu hafta sonuna doğru çok daha yükselmesi bekleniyor.
ETKİN İÇ HUKUK
Şimdi soru şu?
AYM bu başvurular için nasıl bir karar verecek?
İç hukuk yollarının tamamen tüketilmediğini belirtip görevden
alınanlara “Hakkınızı mahkemelerde bulamazsanız buraya gelin” mi
diyecek?
Oysa, KHK ile görevinden alınmış kişiye ilişkin Danıştay’ın “Benim
konum değil” kararı bulunduğu için idari yargıya gidemiyor.
Ayrıca hukukçuların geniş kesimi de adres olarak AYM’yi
gösteriyor.
Dolayısıyla AYM açısından riskli bir süreç duruyor.
Çünkü 19 yıllık uğraş sonucu Venedik Komisyonu ve AİHM, Anayasa
Mahkemesi’ni “etkin iç hukuk yolu” olarak gördü.
AİHM’ye başvuruda bulunulmadan önce AYM’ye gidilmesini şart koştu,
2010 Anayasa değişikliğinin ardından Eylül 2012’de bireysel başvuru
sürecini başlattı.
Dolayısıyla AYM’nin “Konu benim dışımdadır” demesi şu aşamada olası
görülmüyor, 2002’de BDDK üyeleriyle ilgili benzer bir kararı da
bulunuyor.