Estonya Başbakanı Siim Kalas, ülkesine gelen devlet büyüklerine göstermekten kıvanç duyduğu anlardan birini daha yaşıyordu.
Nisan 2002’de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e, “sanal bakanlar kurulu salonu”nu gezdirirken neşeliydi.
Eğer güvenliği iyi alınmazsa dijital ortamın her şeyi sanallaştıracağına dönük kaygılarımı dile getirdiğimde, “Zırhlarımız çok güçlü” karşılığını vermişti.
Çok geçmedi, Estonya dijital saldırı karşısında çöktü, elindeki tüm veriler sanallaştı; ayağa kalkması da yıllarını aldı.
Benzer kaygıyı Türkiye’nin “elektronik devlet” uygulamasına geçtiği dönemde de yaşadım.
Eğer önlem alınmazsa bunun ileride çok daha büyük sorunları karşımıza çıkaracağından söz ettim.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndaki toplantıda, “Devlet, her zamanki gibi iletişimi tespit etmenin, her zaman yaptığı gibi dinlemenin, kayda almanın peşinde; ama koruyan bir tek yasası da yönetmeliği de yok” dedim.
Telekulak krizlerini her üç yılda bir yaşayan ülkenin ileride kişisel verilerine rahatça ulaşılacağından söz ettim.