SALONA girdiğimde soldaki kanepede oturuyordu.
Göz göze geldiğimizde Andree’nin ağızından tek kelime çıktı:
“Gitti…”
Oysa daha birkaç gün önce telefonda konuştuk.
Ben, “Daha fazla köşe yazısı yaz” derken, Anadolu’dan gelen içten sesiyle “Halim yok babam, inan bana halim yok” karşılığını vermiştin.
“Yazarsan dinçleşirsin…” deyince kahkaha atıp, ağrılarından ve güçsüz kaslarından söz etmiştin.
Biraz müzik yapmanı, enstrüman çalmanı önerdiğimde de sol anahtarlı keman sehpasının önüne uzun süredir uğramadığını söylemiştin…
Vedalaşmadan telefonu kapatmıştık...
Gece haberi alıp evine gittiğimde Andree bitkin bir halde senin için sadece “Gitti…” diyebildi…