AYNI binadalar, aynı askeri gazinoda olmuşlar, darbeden vazgeçirmek için uğraşmışlar ama bunların kim olduğu konusunda en küçük bir bilgiye sahip değiller...
Hatta simalarını dahi hatırlamıyorlar...
Aynı binada aynı saatte bulundukları video görüntüleriyle de sabit FETÖ’nün sivil imamlarını ise sanki yanlarından hayalet geçmiş gibi hiç görmemişler.
Birileri kendilerine Akıncı’ya gitmesini emretmiş, ama bunların kim olduğunu da bilmiyorlar.
Hayatın normal akışı içinde olmamaları gereken Akıncı Üssü’nde bulunmaları ise kendilerine göre tamamen tesadüf.
Darbe girişiminin ana merkezi Akıncı Üssü’nde olanların sorgulandığı davanın 15 günü sonunda dinlenen 10 kişinin geldiği yerin özeti böyle...
Bir de ilk ifadelerin inkârı, birbirleri hakkındaki suçlamaları geri çekmiş olmaları...
Bu durum, bu hafta dinlenen 5 kişinin ifadesinde daha net görüldü.
Örneğin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Başkanlığı’nda görevli Kurmay Albay Bilal Akyüz, kayınvalidesinin ev telefonundan tanımadığı birinin arayıp terörle mücadele harekâtı yapılacağını söylediğini, resmi bir arabanın gelip “Akıncı Üssü’ne git” talimatını ilettiğini söyledi.
Ancak talimatları verenleri tanımadığını ifade etti...
Amasra’da görevli olmasına karşın o gün Ankara’ya gelen Kurmay Binbaşı Osman Doğan’ı da yanına alıp Akıncı’ya gittiklerini söyledi.
Oysa Akyüz ilk ifadesinde “kendisini Mehmet olarak tanıtan bir albayın telefon emriyle Akıncı’ya gittiğini, orada Doğan’la karşılaştığını”bildirmişti.
RİCAYLA TELSİZ TAŞIMIŞ
Akyüz’ün ifadesindeki çelişkili bir diğer nokta ise Kastamonu Jandarma Komutanlığı’na ait 4 adet telsiz ile ilgili, tanımadığı birilerinin “Bunları Polatlı’ya götürür müsün?” ricasını yerine getirmiş olması.
Tesadüf eseri tanımadığı birileri kendisine Akıncı’da 4 telsiz vermiş, tesadüfen bir odada bulduğu irtibat listesinden kodlarını yükleyip muhabere yapılır hale getirmiş; ama ne telsizi vereni tanıyor, ne de o