ANAYASA Mahkemesi’nin 1 ay önce yapılan 53. kuruluş yıldönümü
töreninde kürsüye bakıp bir tek kadın üyenin dahi olmadığına dikkat
çekmiştim. Bir elinde kılıcı, diğerinde terazisi ile gözleri bağlı
adalet dağıtan düzen tanrıçası Themis’in de kadın olduğunu
anımsatmış, Anayasa Mahkemesi açısından bu durumun ne kadar
eksiklik olduğunu kayda geçirmiştim.
Önceki gün Anayasa Mahkemesi’nin “imam nikâhı” ile ilgili kararını
okuyunca öngörümün haklı çıkmasına hayıflandım. Karar hakkında dün
iktidar partisinden gelen açıklamaları da alt alta okuyunca,
kadının sadece adalette değil, siyasette de ne kadar önemli
olduğunu bir daha fark ettim.
Örneğin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam ile AK
Partili TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı karardan duydukları
kaygıyı dile getirirken, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop ile
Grup Başkanvekili Naci Bostancı kararı yerinde bulduklarını
söylüyordu.
‘ŞİMDİ KADIN OLDUM’
AK Parti erkeklerini okuyunca merhum Özal’ın ikinci hükümeti
döneminde başlattığı “Nikâhsız kadın kalmayacak” kampanyasını
anımsadım.
Diyarbakır veya Batman’da düzenlenen nikâh törenine en güzel
elbiselerini giyip gelmiş yaşlı kadın, nikâh memuruna şahitler
huzurunda yıllardır eşi olan yaşlı adamla evlenmeyi kabul ettiğini
söyledikten sonra şöyle demişti:
“Şimdi kadın oldum...”
On yıllar boyu devlet, imam nikâhlı çiftleri resmi nikâha
kavuşturmak için uğraştı. Daha geçen yıl Hilvan’da 73 yaşındaki 11
çocuklu, 42 torunlu çiftin nikâhı törenle kıyılırken sevinçleri
gözlerinden okunuyordu.