YIKILIŞINA sekiz ay önce tanıklık etmiştim.
O gün kaçanlar vardı, önceki gün gittiğimde ise dönenler...
Son geldiğimde de yanımda arkadaşım Diyarbakır Temsilcimiz Veysi
İpek vardı; önceki gün de birlikteydik.
Suruç’tan çıkıp Mürşitpınar’a yol alırken, önümüzde çok sayıda
kamyonet sıralıydı.
Hemen hepsinin üzeri de yatak, yorgan, kanepe, koltuk, sandalye ve
masa doluydu.
Mürşitpınar’a ulaştığımızda yolumuzu jandarma kesti; gazeteci
olduğumuzu söylediğimizde ise geçişimizin yasak olduğunu
söyledi.
Biz ise geçmişin tecrübesiyle arka yoldan kapıya ulaştık.
Kobani’ye açılan Mürşitpınar Sınır Kapısı’na vardığımızda gördüm ki
8 ay öncekinden farkı yok.
O gün gelenlere nasıl yardımcı olunduysa, gidenlere aynı özen
gösteriliyor.
Her yerde katılığın temsilcisi olarak algılanan asker ve polis ise
burada sinirleri alınmış gibi sakin çalışıyor.